Akp’nin şuan yaptığı şey.
- Çözüm sürecini başlattılar.
- “Ne pahasına olursa olsun” dediler, devam ettiler. (Kaynak: http://goo.gl/OLsQ2w)
- Habur’dan giren 34 teröristin bayram havasında karşılanmasına göz yumdular.
- Hatta olanlar için “İçimizi umutla dolduruyor” dediler. (Kaynak: http://goo.gl/41CLM6)
- Meydanlarda bangır bangır bebek katili apo’nun mektubunun okunmasına ses etmediler.
- Doğu’daki vali ve emniyet müdürlerine pkk’ya “Dokunmayın” talimatı verdiler.
- Terör örgütü pkk ile masada pazarlık yaptılar. Onları muhatap aldılar. (Kaynak: http://goo.gl/rEjid1)
- Okullarda, sokaklarda, meydanlarda pkk propagandası yapılırken ses çıkarmadılar.
- Terör örgütü pkk destekçisi Barzani ile megri megri diye şarkı söyleyip kol kola boy gösterdiler. (Kaynak: http://goo.gl/0DoD7p)
- Dolmabahçe’de pkk’nın siyasi uzantısı hdp ile apo’nun isteklerini tartışıp pazarlık yaptılar. (Kaynak: http://goo.gl/NG5tqh)
- Akil insanlar ile şehitlerin kemiklerini sızlattılar.
- Terör örgütü pkk’nın bu süreç kapsamında şehirleri cephaneliğe çevirmesini, belediyenin araçlarıyla yerin altından tüneller kazıp kamyonlarla patlayıcı taşıdıklarını görmediler. (Kaynak: http://goo.gl/hMoCdp)
Tüm bunlar olurken bas bas bağırıp “yapmayın, etmeyin,
yanlış yapıyorsunuz” diyenlere “hain, ırkçı, dış güç, kandan beslenen, terörden
nemalanan” dediler.
Sonra oldu?
Seçimler geldi çattı. Doğu illerinde Akp’ye oy veren
seçmenlerin büyük çoğunluğu hdp’ye geçti. E tabi bunun sonucunda Akp de tek
başına iktidar olamayınca derhal çözüm sürecini “buz dolabına kaldırdı”. Hemen
operasyonlar başladı. Teröristler meclise girdi denildi. Yine başkalarını
suçlayıp “siz soktunuz meclise” dediler. Oysa seçim sonuçları il il, ilçe ilçe
önceki genel seçimle karşılaştırılınca her şey apaçık ortaya çıkıyordu. (Kaynak: http://goo.gl/Y8u9lN)
Şimdi ne oluyor?
Çözüm süreci denen bu ihanet sürecinde verilen tüm bu
tavizlerin faturasını biz ödüyoruz. Sen ödüyorsun, ailen ödüyor, şehit düşen asker
ödüyor, onun kundaktaki bebeği ödüyor, dul kalan eşi ödüyor, babasız kalan
çocuğu ödüyor, mezarda yatan şehidin kemikleri sızlıyor, yıllarca terörle
mücadele uğruna hayatını ortaya koymuş ömrünü bacağını kolunu bu yolda hiç
etmiş insanlar ödüyor.
Soruyorum sizlere;
Tüm bu olanlar yıllardır inatla sürdürülen çözüm sürecinin
eseriyse eğer, tüm bunlar olurken hükumet uyarıldığı halde kendi bildiğini “ne
pahasına olursa olsun” sürdürmüşse… bunların sorumlusu kim?
Kimse gelip dış güçler, paralel örgüt, yok Amerika, İsrail, Avrupa
falan demesin. Düşmanı düşmanlık yaptığı için suçlamayı bırakıp bu ülkeyi adam
gibi yönetmesi gerekenlerin işlerini layığı ile yapmadığı için onlardan hesap
sorun. Bi kere de göte göt demeyi becerin. Hesap sorun. Haksızlık, yalan,
iftira karşısında susup dilsiz şeytan olmayın. İnsan olun. Lütfen…
Yeter mağdur edebiyatınız, yeter kandırıldığınız. 5
yaşındaki çocuk musunuz siz? Her şeker verenin peşinden gidiyorsunuz? Sorarım
size bu zamana kadar hangi hükumet terör örgütüyle pazarlığa oturdu? Hangi
hükumet az önce saydıklarımı yaptı?
Ha, bu arada sakın beni devleti suçlamakla itham etmeyin.
Devleti değil, hükumeti eleştiriyorum. Zira devlet ve hükumet farklı şeylerdir.
Devleti bir otobüse benzetirsek, hükumet onu süren şofördür. Şoför düzgün
süremiyor diye otobüsü yakmam, şoförden hesap sorarım.
Bu zamana kadar olanlar eğer ki başka bir partinin iktidarı
döneminde olmuş olsaydı yıllarca konuşulur, ağızlarda sakız olurdu. Yıllarca…
En acısı da nedir biliyor musunuz? Aylar önce Dolmabahçe’de
terör örgütü pkk’nın siyasi uzantısı hdp ile apo’nun şartlarını tartışan
hükumet, şimdi aynı Dolmabahçe’de pkk’nın saldırıları yüzünden güvenlik toplantısı
yapıyor.
Yazıklar olsun. Utanıyorum hepinizden. İğreniyorum
herkesten. Bunlar olurken susanlardan, başını önüne eğenlerden…
Neden? Diyebiliyor insan sadece. Neden şerefli birer insan
olamadık? Tüm bu olanlar karşısında…
Son olarak şunları da söylemek istiyorum:
Bunları yazdığım için sakın ha umutsuzluğa kapıldığımızı,
yenildiğimizi, pes ettiğimizi falan düşünmesinler. Türk gençliği daha son
sözünü söylememiştir. İstanbul’u düşman postalları çiğnerken, onları tutup
denize döken “adamların” torunları hala bu topraklarda. Darmaduman olmuş
imparatorluktan yepyeni genç bir cumhuriyet kurmuş neslin torunları hala
burada. Her ne kadar bu ruh git gide bozuluyor olsa da damarda akan kanımız
hala aynı kan. Daha çok çalışacak, daha çok mücadele edeceğiz. Tüm bu
olanlardan, bunlara sebep olanlardan hesap sorulacaktır. Gelecekte tarih
kitaplarında hain kelimesinin karşısında kendilerini bulacaklardır. Türkiye
Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.
İyi geceler… tabi böyle bir şey mümkünse.
Not: Az önce de dediğim gibi, devlet ile hükumeti birbirinden ayrı tutarım ancak devletin bekası için terör örgütüne yapılan operasyonları destekliyorum ve sonuna kadar devam etmesini temenni ediyorum.
Not: Az önce de dediğim gibi, devlet ile hükumeti birbirinden ayrı tutarım ancak devletin bekası için terör örgütüne yapılan operasyonları destekliyorum ve sonuna kadar devam etmesini temenni ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder